11.06.2013

Basit Yaşayacaksın

Basit yaşayacaksın.

Mesela susayınca su içecek kadar basit.Dört çıkacak, ikiyi ikiyle çarptığında.

Tek düğmesi olacak elindeki cihazın;tek bir düğme, tek bir cümle gibi;sevince lafı dolandırmadan söylediğin“seni seviyorum” gibi.

Basit bir öpücük yetecek sana;basit sıcak bir öpücük ve o öpücükle dolacak tüm günlerin, tüm düşlerin.O öpücük için yapacaksın hayatının kavgasını,o öpücük için yiyeceksin hayatının dayağını.

Kabak çekirdeği verecek sana rakamların veremediği mutluluğu.

El yazısıyla yazılmış eğri büğrü bir mektup olacaken değerli kağıdın;hep yanında taşıdığın,atmaya kıyamadığın.

İki harekette giyiniverecek, iki harekette soyunuvereceksin. Kısacık olacak uyanman ve yola çıkman arasında geçen süre;kısacık olacak sıcacık kollara dolanman ve yolculuklara çıkman arasında geçen süre.

Kendin bile anlayabileceksin yazdıklarını;bakışların bile anlatabilecek kendini.

Beklentilerin de basit olacak.Kaf Dağı’nın önünde bekleyecek mutluluklar.Bir ıslıkta bulabileceksin en uzun dostluk romanını;ya da bir damla gözyaşı yaşatacak sanaen ucuz aşk romanını.

Pankreasının sağlığına dua edeceksin kapatırken gözlerini. Zafer işareti yapacaksın tuvaletten çıkarken.

Bir kaşarlı tost olacak aradığın nasıl oturacağını bilemediğin sofrada;parmakların olacak en kıymetli çatalın.Yine, aynı parmaklar çözecek en karmaşık denklemleri. İskender’in kılıcı duracak avukat rehberinin yanında.

Bir filarmoni orkestrası veremeyecek sana kontrplak bir gitarda, doğru basılmış bir“fa diyez”in mutluluğunu.

Makyajın ilk “a” sına kadar bilmen yetecek.Temizlik kokacak en pahalı parfümün

“Bilmiyorum” diyebileceksin bilmediğinde ve çok normal olacak onu da bilmeyişin.Tek dereden su getirmen yetecek,bir “istemiyorum” diyebilmeye.

Ne durduğu farketmeyecek abanın altında.

Saatin, sadece saati gösterecek;Telefonunu sadece telefon etmek için kullanacaksın. Küçük bir not defteri olacak bilgini en hızlı sayan.

Basit yaşayacaksın, basit.Sanki yaşamın bir gün sona erecekmiş gibi

basit...


yalçın ergir

Birilerinin enerjini alıp gitmesine izin verme

Çevrene pozitif enerji yayan biriysen eğer daha dikkatli olacaksın. Kafalarında yarattıkları saçma bir dünyayı senin kafana geçirerek enerjini çalmalarına izin vermeyeceksin.

Hayatta sadece sorunları olduğunu düşünenleri anlamak zorunda bırakmayacaksın kendini.Hayatın gerçek bir mucize oldugunu, şiir gibi güzellikleri bağrında taşıdıgını, hayatın her insana bir şekilde gülümsediğini anlamayanlarla uğraşmayacaksın.

İlişkilerinde sadece sorunlarını dile getiren, yaşadıkları onca güzelliği yok sayan insanlara bir dakikanı bile ayırmayacaksın.

Hakkında hiç bir şey bilmedikleri halde konuşmaya kalkanları susturacaksın.Değerinin farkında olmayanlardan uzak duracaksın. Değerini bilerek yok saymaya çalışanlara ise haddini bildireceksin. Fındık kabuğunu doldurmayan işlerle boğuşmanı sağlamaya çalışan insanları sileceksin defterinden. Gülüşlerini çalmaya kalkanları çıkaracaksın hayatından.İlişkileri bir yük haline getirenleri uzaklaştıracaksın yanından ve ilişkinin mutluluk getirmesi gerektigini yazacaksın kafana.

Velhasıl, onca yılını vererek ışıl ışıl bir enerji deposuna çevirdiğin beynini düşünerek, beyinsizlere ezdirmeyeceksin kendini.

Alıntı...

7.03.2013

Korkularımızla Yüzleşmek


Korku nedir ? Acaba korktuğumuz şeyler hakikatten korkmamızı gerektirecek ölçüde mi ? Neden korkarız hayatta ? Ölümden mi ? Yalandan mı? Aşktan mı? Ya da bir öğretmenden bir patrondan mı? Bir köpekten ya da….. dedim ya insan hayatında çok fazla korkular vardır… e ne yapacağız bir şeyden korkuyorsak eğer … yaşamayı mı bırakacağız… hayır…
o zaman ne ?
Cevap basit…onlarla yüzleşeceğiz ve onlara gülümseyeceğiz… korkumuz eğer ölümse,ölümle nasıl mı yüzleşeceğiz? Cevabı çok basit yaşayarak ölüme meydan okuyarak yüzleşeceğiz. ama asla bu meydan okumak bir aptallık ve tedbirsizlik olmamalı ölüme meydan okumak daha mutlu bir şekilde yaşamak ve zamanı geldiğinde ben bu dünyada ki görevimi tamamladım diyebilmektedir cevap…diyelim ki yalanda korkuyoruz… 
iftiradan korkuyoruz…bununla nasıl yüzleşeceğiz…yine yalan söyleyene ve iftira atana gülümseyerek...onlar acınası kişilerse bizde onlar gibi olmak zorunda değiliz.
bir laf vardır iyiler mutlaka kazanır…o zaman sen iyi ol mutlaka kazanırsın. Bunu aklımızdan çıkarmadan yaşayalım...
                                                                                                 
yıldırım abidinoğlu